Açelya Ünver Erdoğan, ilham veren hikâyesini Ankara Life okurlarıyla paylaşıyor…
Girişimcilik vizyonunu eğitimdeki tutkusuyla birleştiren bir eğitim neferi: Açelya Ünver Erdoğan, çocukların özgün potansiyelini sevgiyle büyütme yolculuğunu ve kadın girişimciliğine dair ilham veren hikâyesini Ankara Life okurlarıyla paylaşıyor. Eğitimde cesaretin, sabrın ve tutkunun adını koyan bu özel röportajda; güçlü bir kadının hayalleri nasıl gerçeğe dönüştürdüğüne birlikte tanık olacaksınız. Keyifli okumalar dileriz.

Açelya Hanım, öncelikle kısaca kendinizden bahseder misiniz? Eğitim alanında girişimci olmak cesaret isteyen bir yol. Bir kadın olarak bu yolda ilerlemek size neler kattı? Girişimcilik hikâyenizin temelinde hangi kararlılık ve vizyon var?
Türkçe–Edebiyat öğretmeniyim. Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında yüksek lisansımı tamamladıktan sonra, “Çocuk Gelişimi” doktora programında “Dijital Oyunların 3–6 Yaş Çocukların Sosyal-Duygusal Gelişimi Üzerindeki Etkisi” konulu tez çalışmamı sürdürüyorum. Yaklaşık altı yıldır kurucu ortağı olduğum Anka Özgün Gelişim Gündüz Bakımevi’nde, hem çocukların gelişimine katkı sağlıyor hem de ailelerin bilinçli birer rehber olmalarına destek veriyorum. Eğitimde girişimci olmak; cesaret, sabır ve kararlılık gerektiriyor. Bir kadın olarak bu yolda ilerlemek bana sadece mesleki değil, kişisel olarak da çok şey kattı. Annelik şefkatini yönetici vizyonuyla birleştirme gücünü kazandım. Her çocuğun içinde özgün bir potansiyel taşıdığına inanıyor ve onların sevgiyle gelişen bireyler olmaları için tutkuyla çalışıyorum. Girişimcilik hikâyemin temelinde; eğitime olan inancım, çocukların dünyasına duyduğum saygı ve toplumsal fayda yaratma arzusu yer alıyor.
Türkiye’de kadın girişimcilerin karşılaştığı zorluklar malum. Siz bu süreçte hangi önyargılarla, hangi engellerle karşılaştınız ve bunları nasıl avantaja çevirdiniz?
Kadın girişimci olarak karşılaştığım en büyük zorluk, toplumdaki önyargılardı. Ancak sabır, empati ve çok yönlü düşünebilme becerilerim bu engelleri avantaja dönüştürdü. Her zorluk bana öğrenme ve güçlenme fırsatı sundu.

Bir kurumun kurucusu olmak, sadece yönetmek değil aynı zamanda ilham vermek anlamına da geliyor. Kadın lider olarak çalışanlarınıza ve çevrenize nasıl bir örnek olmak istiyorsunuz?
Benim için liderlik, yönetmekten çok ilham vermektir. Ekip arkadaşlarıma “çocuğun üstün yararı” odağında çalışmayı, sevgiyle disiplin arasında denge kurmayı aşılıyorum. Kadınların iş dünyasında güçlü, üretken ve cesur bireyler olabileceğini göstermek en büyük hedefimdir.

Girişimcilik yolculuğunuz boyunca sizi en çok besleyen şey ne oldu? Kadın olmanın kattığı güçlü yanlar, bu süreçte nasıl kendini gösterdi?
Beni en çok besleyen şey, çocukların saf sevgisi ve keşfetme isteği oluyor. Kadın olmanın getirdiği sezgi, şefkat ve detaycılık, çocukların ihtiyaçlarını daha derinlemesine anlamamı sağladı.
Bugün geriye dönüp baktığınızda, “İyi ki bu cesareti göstermişim” dediğiniz anlar neler? Sizin gibi hayal kuran ama adım atmaktan çekinen kadınlara en içten mesajınız ne olurdu?
Bugün mutlu çocuklar ve bana güvenen aileleri gördüğüm her an, “iyi ki cesaret etmişim” diyorum. Hayal kuran ama çekinen tüm kadınlara mesajım: Cesaret kalbinizde zaten var, yeter ki kendi ışığınıza inanın.
