Av. Mehmet Burak Şen, Ankara Life Dergisine konuk oldu…

Ticaret Hukuku ve Ceza Hukuku gibi iki stratejik alanda derinleşen bilgi birikimi, vizyoner yaklaşımı ve girişimci ruhuyla fark yaratan Av. Mehmet Burak Şen, şehrin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisine konuk oldu. Günümüzün hızla değişen iş dünyasında hukukun sadece bir çözüm değil, aynı zamanda önleyici bir rehber olduğuna inanan Şen, klasik avukatlık anlayışının ötesine geçerek MB Hukuk & Danışmanlık çatısı altında hem bireyleri hem de kurumları stratejik adımlarla geleceğe taşıyor. Gelişen teknoloji, dönüşen ticaret yapısı ve artan hukuki beklentiler karşısında nasıl bir yol haritası izlenmesi gerektiğini tüm açıklığıyla paylaştı. İyi okumalar dileriz.

Ticaret Hukuku ve Ceza Hukuku gibi iki dinamik alanda uzmanlaşmak, büyük bir bilgi birikimi ve stratejik düşünce gerektiriyor. Bu iki disiplini bir arada yürütmenin mesleki bakış açınıza nasıl katkılar sağladığını düşünüyorsunuz?
Ticaret hukukunda çok önemli iki kavram vardır. Bunlardan birincisi tacir diğer ise basiretli iş adamı kavramlarıdır. Tacir, bir ticarî işletmeyi, kısmen dahi olsa kendi adına işleten kişi olarak nitelendirilmekle; her tacir, tüm ticarî faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek, sağduyu sahibi olmak, ileriyi düşünmek ve işlemlerini ona göre organize etmek zorundadır. Yani ticaretle uğraşan kimse tacir olup, basiretli iş adamı gibi davranmak zorundadır. Hem ticaret ile uğraşıp hem de kanunlara uygun davranmak tacir sıfatı yüklenen kişi için oldukça zordur. Tacir, ticaretle uğraşan ve basiretli iş adamı olsa da, ticaretin doğası gereği aynı zamanda alacakları için icra iflas hukukuyla, yatırımları için taşınmaz hukukuyla, vergi cezaları için vergi hukukuyla ve bunlarla bağlantılı olarak Ceza Hukukuyla etkileşim içerisindedir. Ticaret Hukukunu ve Ceza Hukukunu ayrıca diğer hukuk dallarını birbirinden bağımsız düşünmek olanaksızdır.

Son yıllarda Türkiye’de ticari hayat ve iş dünyası büyük bir dönüşüm içerisinde. Sizce bu değişim, hukuki ihtiyaçlara ve müvekkil beklentilerine nasıl yansıyor? MB Hukuk & Danışmanlık olarak bu sürece nasıl adapte oluyorsunuz?
Teknolojinin, ticari hayatın ve iş dünyasının gelişmesi hukuki alanda da yenilikleri zorunlu hale getiriyor. Bu doğrultuda kanunlar ve yönetmelikler ihtiyaca göre değişiyor. Her gün yeni kararlar ve içtihatlar çıkıyor. Müvekkiller ise değişen hukuk düzeni içerisinde kendilerini güvende hissetmek için bizimle birlikte hareket etmeyi, kararları birlikte almayı tercih ediyorlar. MB Hukuk & Danışmanlık olarak bu süreçte her zaman güncel kalmak için çabalıyor, müvekkillerimizi de bu doğrultuda yönlendiriyoruz.
Ceza Hukuku uygulamalarında giderek artan teknoloji kullanımı ve dijital deliller, savunma stratejilerini nasıl şekillendiriyor? Bu alandaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte Ceza Hukukunda kullanılan dijital deliller ve buna bağlı savunma stratejileri çok önemli bir noktaya geldi. Teknoloji ile birlikte hem Ceza Hukuku anlamında hem de diğer hukuk alanlarında değişime ayak uydurmak çok önemli. Daha önce de söylediğim gibi avukat olmak birçok alanı ve değişimleri takip etmeyi gerektiriyor. Teknoloji değiştikçe biz hukukçular da birçok alanda daha hızlı ve kolay delillere ulaşıyor ve daha hızlı savunmalar hazırlayabiliyoruz. Avukatlık mesleğinin gereği olarak bu noktada da gelişmelerden kopmamamız ve sıkı bir takip içinde olmamız gerekiyor.
Hukuki danışmanlığın sadece sorun çözmekten ibaret olmadığı, aynı zamanda riskleri öngörüp önlem alma sanatı olduğu bilinciyle, MB Hukuk & Danışmanlık olarak kurumlara ne tür stratejik rehberlikler sunuyorsunuz?
Hem kişiler hem de kurumlar için en önemli konu; avukata başvurmanın zamanıdır. Maalesef bizim ülkemizde hem kurumlar hem şahıslar hukuki bir işlem yapıp, sorunla karşılaştıklarında avukata başvuruyor ve sorunu çözmeye çalışıyorlar. Ancak MB Hukuk & Danışmanlık olarak tüm müvekkillerimize sorun çıktığında değil, sorun çıkmadan önce avukat ile anlaşmaları gerektiğini dile getiriyoruz. Biz bunu insanların hayat koçuna benzetiyoruz. Müvekkillerimizden her türlü hukuki işlemi yapmadan önce bize danışmalarını istiyoruz. Böylelikle ortaya çıkacak sorunları çıkmadan engelliyoruz.
Girişimci kimliğinizle hukuk alanında fark yaratmak adına attığınız adımlar dikkat çekiyor. Sizce klasik avukatlık pratiğinin ötesine geçmenin mesleğe ve müvekkillere nasıl bir artısı oluyor?
Biz MB Hukuk Danışmanlık Bürosu olarak, müvekkillerimizle yalnızca belli davalarda değil, tüm hukuki süreçlerinde yanlarında olmayı ilke edindik. Onlarla uzun vadeli, sürekli ve güvene dayalı bir iş birliği kurmayı tercih ettik. Bu yaklaşım, hem işlerimizi daha verimli yürütmemizi sağladı hem de müvekkillerimizin olası sorunlarla karşılaşmasının önüne geçti.
Genç hukukçulara ve kariyerinin başındaki girişimcilere ilham verecek bir yolculuğunuz var. Sizce bugün başarılı bir avukat olmak için temel vizyon ve değerler neler olmalı?
Avukat olabilmek, mesleği icra edebilmek, başarılı bir avukat olmak elbette öncelikle çok çalışmayı gerektiriyor. Ancak tek başına bu da yeterli değil. Sürekli bir koşuşturma, toplantılar, görüşmeler, duruşmalar devam ederken bir de sürekli değişen ve yenilikler getirilen kanunları, bunların uygulanmasını takip etmek gerekiyor. Tecrübe kazanmak çok önemli. Yeterli mi? Değil! Bu tempoyu devam ettirirken bir de hayatı kaçırmamak gerekiyor. Kısaca her yere yetişmek, yetişirken de güncelden ve hayattan kopmamak gerekiyor. Genç meslektaşlarımız da mesleklerini severek yaptıklarında tempoya ayak uydurduklarında başarı kendiliğinden gelecektir.
Önümüzdeki yıllarda hem MB Hukuk & Danışmanlık’ı hem de hukuk dünyasını hangi başlıklar bekliyor? Sizce hukuk pratiğinde öncelikli dönüşüm nerede yaşanacak ve buna nasıl hazırlanmalıyız?
Mesleğe başladığımızdan bu yana vurguladığımız gibi, hukuki destek anlayışının; yalnızca sorunlar ortaya çıktığında avukata başvurmak yerine, düzenli ve sürekli danışmanlık almayı içeren bir yapıya dönüşeceğine inanıyoruz. Böylelikle insanlar ve kurumlar daha az sorunla karşılaşacak ve sorunlar daha çıkmadan çözüme kavuşacak. Anlaşmaların flu olan kısımları netlik kazanacak, sorun çıkacak maddeler düzeltilecek böylelikle insanlar mahkemelerde daha az vakit geçirecekler. Bu demek değil ki davalar olmayacak. Evet davalar yine açılacak ancak konular daha net, anlaşmalar daha düzenli olacağından hem mahkeme süreleri kısalacak hem de daha çabuk karar verilecek. Bu sebeple her zaman dile getirdiğimiz aynı zaman da benimsediğimiz avukat ile sorun ortaya çıktığında değil, işin en başında anlaşılması gerektiği görüşündeyiz.
